Kısıtlanan yasal haklarının iadesine karar verilen kişinin memurluğu
??in ?. Endüstri Meslek Lisesinde görevlendirme ile mutemetlik yapmakta iken ?. 2.Ağır Ceza Mahkemesi?nin kararı ile ?zimmet? suçundan ötürü 1 yıl 11 ay 10 gün ağır hapis cezasına çarptırıldığı, bu ceza neticesinde memuriyetine son verildiği, söz konusu cezanın infazından sonra şahsın 2.Ağır Ceza Mahkemesi?nin kararı ile kısıtlanan yasal haklarının iadesine karar verdiği, bu itibarla, adı geçen şahsın, mevcut durum çerçevesinde, başvurusu üzerine tekrar Devlet memurluğuna atanma konusunun değerlendirilmesi gerektiği hk.
Endüstri Meslek Lisesinde görevlendirme ile mutemetlik yapmakta iken "zimmet" suçundan ötürü memuriyetine son verilen perosnelinizin, daha sonra yasal haklarının iadesine karar verilmesi üzerine tekrar Devlet memurluğuna atanma konusunun değerlendirilebilmesi konusundaki ilgi yazı incelenmiştir.
Bilindiği üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun "Memurluktan çekilenlerin
yeniden atanmaları" başlıklı değişik 92 nci maddesinde; "İki defadan
fazla olmamak üzere memurluktan kendi istekleriyle çekilenlerden veya bu Kanun
hükümlerine göre çekilmiş sayılanlardan tekrar memurluğa dönmek isteyenler,
ayrıldıkları sınıfta boş kadro bulunmak ve bu sınıfın niteliklerini taşımak
şartıyla ayrıldıkları tarihte almakta oldukları aylık derecesine eşit bir derecenin
aynı kademesine veya 71 inci madde hükümlerine uyulmak suretiyle diğer bir sınıfta
eşit derecedeki kadrolara atanabilirler?
657 sayılı Kanuna tabi olmayan personelden kendi istekleri ile görevinden çekilmiş
olanlar, boş kadro bulunmak ve gireceği sınıfın niteliklerini taşımak kaydı
ile bu Kanuna tabi kurumlardaki memuriyetlere atanabilirler..." ifadesi
ve memuriyete girmede "genel ve özel şartlar başlıklı değişik 48'inci maddesinin
(A) Bendinin 5'inci fıkrasında; "Türk Ceza Kanununun 53'üncü maddesinde
belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl
veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin
güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar,
milli savunmaya karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet,
irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma,
hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan
kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm
olmamak" ifadesi yer almaktadır.
01/06/2005 tarihli ve 25832 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren
25/05/2005 tarihli ve 5352 sayılı Adli Sicil Kanununun, 06/12/2006 tarihli ve
5560 sayılı Kanunun 38 inci maddesiyle eklenen "Yasaklanmış hakların geri
verilmesi" başlıklı 13/A maddesinde; "(1) 5237 sayılı Türk Ceza
Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkûmiyete
bağladığı hak yoksunluklarının giderilebilmesi için, yasaklanmış hakların geri
verilmesi yoluna gidilebilir. Bunun için; Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinin
beşinci ve altıncı fıkraları saklı kalmak kaydıyla,
a) Mahkûm olunan cezanın infazının tamamlandığı tarihten itibaren üç yıllık
bir sürenin geçmiş olması,
b) Kişinin bu süre zarfında yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli
olarak sürdürdüğü hususunda mahkemede bir kanaat oluşması gerekir.
(2) Mahkûm olunan cezanın infazına genel af veya etkin pişmanlık dışında başka
bir hukukî nedenle son verilmiş olması halinde, yasaklanmış hakların geri verilmesi
yoluna gidilebilmesi için, hükmün kesinleştiği tarihten itibaren beş yıl geçmesi
gerekir. Ancak, bu süre kişinin mahkûm olduğu hapis cezasına üç yıl eklenmek
suretiyle bulunacak süreden az olamaz.
(3) Yasaklanmış hakların geri verilmesi için, hükümlünün veya vekilinin talebi
üzerine, hükmü veren mahkemenin veya hükümlünün ikametgâhının bulunduğu yerdeki
aynı derecedeki mahkemenin karar vermesi gerekir.
(4) Mahkeme bu husustaki kararını, dosya üzerinde inceleme yaparak ya da Cumhuriyet
savcısını ve hükümlüyü dinlemek suretiyle verebilir.
(5) Yasaklanmış hakların geri verilmesi talebi üzerine mahkemenin verdiği karara
karşı, hükümle ilgili olarak Ceza Muhakemesi Kanununda öngörülen kanun yoluna
başvurulabilir.
(6) Yasaklanmış hakların geri verilmesine ilişkin karar, kesinleşmesi halinde,
adlî sicil arşivine kaydedilir..." hükmüne yer verilmiştir.
Ayrıca, Danıştay Birinci Dairesinin 13/03/2006 tarihli ve E:2005/1290, K:2006/298
sayılı Kararında; "? 5237 sayılı Kanun, hak yoksunluğunu belli bir süreyle,
genel olarak da cezanın infazı ile sınırlandırmıştır. Dolayısıyla ceza infaz
edildiğinde mahkûmiyete bağlı hak yoksunluğu da herhangi bir mahkeme veya mercii
kararına gerek olmaksızın ortadan kaldırılmış, 765 sayılı Kanundan kaynaklanan
memnu hakların iadesi uygulaması sona erdirilmiştir.
5237 sayılı Kanunda memnu hakların iadesine imkân veren hukuki yola yer verilmemekle
birlikte, 765 sayılı Kanun süresiz olarak mahkûmiyete bağlı hak yoksunluğunu
düzenlediği halde memnu hakların iadesi gibi bir düzenlemeye yer vererek kişilerin
süresiz şekilde hak yoksunduğuna mahkûm olmamalarını sağladığı, 5237 sayılı
Kanunun ise, mahkûmiyete bağlı hak yoksunluklarını belli sürelerle sınırlayarak,
bu yoksunluğun kişinin hayatının sonuna kadar devam etmesine engel olduğu, hak
yoksunluğu sona erince de kişinin toplumun diğer bireyleri gibi kanunlar çerçevesinde
haklarını kullanabilmesine imkân tanıdığı görülmektedir.
Bu durumda, Devlet memuru iken 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinde sayılan
suçların herhangi birinden mahkûm olan ve bu mahkûmiyete bağlı olarak belli
hakları kullanmaktan yasaklanan, söz konusu mahkûmiyeti nedeniyle memuriyeti
sona eren kişiler ile Devlet memurluğuna atanmadan önce söz konusu suçların
herhangi birinden mahkûm olan ve bu mahkûmiyete bağlı olarak belli hakları kullanmaktan
yasaklanan, bu mahkûmiyeti nedeniyle Devlet memurluğuna atanma şartlarını taşımayan
kişilerin, hak yoksunlukları sona ererek yasaklanan haklarını yeniden kazanmaları
durumunda, Devlet memurluğuna atanmalarının mümkün olduğu ancak, ilgililerin
arşiv kaydına alınan adli sicil bilgileri de göz önüne alınmak suretiyle idarelerin
bu atamalar konusunda takdir yetkileri bulunduğu sonucuna? karar verildi."
denilmektedir.
Yukarıdaki hükümler ve açıklamalar çerçevesinde; adı geçen şahsın yasaklanmış
hakların iadesi kararı almış olması ve daha önce Devlet memurluğu kadrosunda
çalışmış olması sebebiyle, mezkûr Kanunun 92 nci maddesinde belirtilen esas
ve usuller çerçevesinde tekrar memuriyet kadrosuna atanması hususunun idareniz
takdirinde olduğu değerlendirilmekle birlikte; takdir hakkının hukukun genel
ilkeleri, kamu yararı ve hizmet gerekleri ölçütü sınırları içinde kullanılabilecek
nitelikte bulunduğu, zimmet suçunun memuriyete son vermeyi gerektiren ve bir
daha memur olmaya engel nitelikte bir suç olduğu, Bakanlığınızın personel ihtiyacının
hukuki bir tartışmaya sebebiyet vermeyecek şekilde açıktan veya naklen atama
yoluyla karşılanmasının mümkün olduğu dikkate alındığında, ilgilinin atamasının
bu çerçevede İdarenizce yeniden değerlendirilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.