Kamu konutunda hukuka aykırı oturma
Kamu konutunda, mevzuata uygun olarak ikamet etmediği anlaşılan memurun, söz konusu ikamet süresinin tenzili değil bütün ikamet sûresinin tesbitinde değerlendirilmesi gerektiği Hk.
Kamu Konutları Yönetmeliğinin konuyla ilgili hükümlerinin tetkikinden, özel tahsisli konutların dışında kalan kamu konutlarında memurların ikamet edebilmesi için tahsis kararının alınmış ve kendilerine bildirilmiş; kamu konutlarına giriş tutanağının da memurlarca imzalanmış olması gerektiği anlaşılmaktadır. Gerek idarenin gerekse memurun bu mecburiyetlere riayet etmediklerini ortaya koymaktadır. Gerçekten Yönetmelikte taşra teşkilatındaki şeflere görev tahsisli konut tahsisinin öngörülmesi ilgilinin konutta ikameti için yeterli olmayıp yukarıda değinilen hükümlere uyulmak gerekirken her nedense bu hususların ihmal edildiği gözlenmektedir.
Kaldıki Yönetmelikte değişiklik sonucunda şeflere görev tahsisli konut tahsisi imkanının kalmaması üzerine ikamet etmekte olduğu konuttan çıkarılmadan aynı konutun bu defa sıra tahsisli olarak memura verilmesinin de yönetmelik hükümleriyle bağdaşmadığı düşünülmektedir. Hal böyle olunca 12.4.1985-8.1.1987 tarihleri arasında kamu konutunda mevzuata uygun olarak ikamet etmediği anlaşılan memurun söz konusu ikamet süresinin tenzili değil bilakis bütün ikamet süresinin tesbitinde değerlendirilmesi gerekli görülmektedir.
Sonuç olarak memurun kamu konutunda ikamet ettiği bütün süre ve halen sıra tahsisli konut tahsisi uygulamasından yararlandığı gözönünde tutularak 12.4.1990 tarihinde Yönetmeliğin 33 ncü maddesinin (b) fıkrası uyarınca kamu konutunu tahliye etmesi uygun mütalaa edilmektedir.